İzmir’de faaliyet gösteren Algı Hukuk ve Avukatlık Bürosu işçinin fazla çalışma ücretinin ödenmemesi konusunda avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
İş hukukuna ilişkin düzenlemeler asıl olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nda bulunmaktadır. Dolayısıyla bir hukuki uyuşmazlığın olması durumunda ilk olarak bu kanuna bakılması gerekmektedir.
Bunun dışında; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu‘nda, 854 sayılı Deniz İş Kanunu‘nda, 5953 sayılı Basın İş Kanunu‘nda, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gibi kanunlarda iş hukukuna ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
Günümüzde çalışanların İş Kanunu’nda belirtilen haftalık çalışma saatlerinin üstünde çalıştırılması ve bu çalışma sonucunda hak edilmiş fazla çalışma ücretinin ödenmemesi genel bir sorun teşkil etmektedir.
İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi olarak 45 saat olarak belirlenmiştir. Bu süreyi aşan süreler fazla çalışma olarak adlandırılacaktır. Öncelikle belirtmek gerekir ki fazla çalışma yapılabilmesi işçinin muvafakatine bağlıdır.
İşçinin rızası olmaksızın fazla çalışma yaptırılamayacaktır. Gerek normal çalışma ücretlerinin gerekse fazla çalışmalara ilişkin ücretlerin ilgili olduğu dönemde işçiye ödenmesi gerekmektedir.
Her bir saat fazla çalışma yapmış olan işçi için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi ile ödenmesi gerekmektedir.
İşverenin fazla çalışma ücreti yerine işçiye serbest zaman kullandırması ya da işyerinde denkleştirme yapması da mümkündür. Ancak işyerinde hem serbest zaman hem de denkleştirme uygulamaları yoksa bu durumda işçilerin fazla çalışma ücretinin ödenmesi zorunludur.
Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, fazla mesai ücret alacağı ödenmeyen çalışanların iş akitlerini haklı nedenle derhal feshetme hakkı bulunmaktadır.
Bu şekilde işten ayrılacak olan işçinin kıdem tazminatı almaya hak kazanacak ancak ihbar tazminatı hakkına hak kazanamayacaktır. Bu kapsamda işi bırakacak olan işçi işi bırakma nedeni ile birlikte taleplerini içeren ihtarnameyi noter aracılığıyla işverenine çekmesinde kuşkusuz büyük yarar vardır.
İşçi fazla çalışma ücretini talep ettiği takdirde bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Fazla mesai ücreti alınmamasına rağmen fazla çalışma ücretinin ödendiğine dair maaş bordrosunun imzalanmaması büyük bir önem taşımamaktadır.
Bordro imzalanırken fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğine dair alacaklarını saklı tutarak bordroların imzalanması önemlidir. Ancak işçi bordrolara imza atmamış ve tanık ifadeleri ile fazla çalışma yaptığını ispat eder ise fazla çalışma ücretine hak kazanacaktır.
Tanıkların ise işçi ile aynı dönemde çalışmış ve işçinin çalışma gün ve saatlerini bilen kişiler olmasına dikkat etmek gerekmektedir. İşçinin işe giriş çıkış yaparken tutulmuş olan kayıtlar mahkeme nezdinde fazla mesai yapıldığına dair kuvvetli delil teşkil etmektedir.
Fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle bu alacaklara ilişkin açılacak alacak davalarında uygulanacak olan faiz bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizidir.
Fazla çalışma süresi Kanunda 270 saatle sınırlandırılmış olsa dahi işçiye yıllın 270 saatin üzerinde fazla mesai yaptırılmış ise bu sürelerin de ücreti ödenmesi gerekmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki fazla çalışma sürelerine ilişkin alacaklar 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır.
İzmir’de faaliyet gösteren Algı Hukuk ve Avukatlık Bürosu İzmir iş hukuku avukatı kadrosu iş hukuku ile ilgili her türlü konuda işçi ve işveren arasında çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesi için avukatlık ve danışmanlık yapmaktadır.
Mansuroğlu Mh. Ankara Cd. No:71 Gümüş Plaza K:3 D:11 Bayraklı/İzmir