İzmir’de faaliyet gösteren Algı Hukuk ve Avukatlık Bürosu işçinin ücretinin ödenmemesi konusunda avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
İş hukukuna ilişkin düzenlemeler asıl olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nda bulunmaktadır. Dolayısıyla bir hukuki uyuşmazlığın olması durumunda ilk olarak bu kanuna bakılması gerekmektedir.
İş sözleşmesinin esaslı unsurlarından birisi kuşkusuz işçinin ücret karşılığında çalışmasıdır. İş sözleşmelerinde işverenlerin temel borcu “işçiye ücretini ödeme” borcudur. İşçilerin günümüzde en büyük sorunlarından birisi ücretlerinin zamanında ya da tam olarak ödenmemesidir.
İşçinin ücretinin en geç ayda bir ödeneceği Kanunumuzda açık olarak düzenlenmiştir. 4857 sayılı İş Kanunumuza göre ücretin gününde ödenmemesi hususunda işçinin sahip olduğu bazı yasal hakları mevcuttur.
Kanunun belirlediği 20 günlük gecikme süresinin geçmesine rağmen işçiye ödenmesi gereken ücreti ödenmeyen işçi iş ilişkisini feshetmeden ücreti ödeninceye kadar iş görme borcunu ifa etmekten kaçınabilir.
Hak edilmiş ve muaccel hale gelmiş ücret alacağının tümünün ya da önemli bir kısmının ödenmemiş olması yeterlidir. İşçilerin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle çalışmaktan kaçınmaları nedeniyle iş sözleşmeleri feshedilemez, yerine yeni işçi alınamaz ve bu işler başkalarına yaptırılamaz.
En önemlisi ise, iş görme borcunu yerine getirmeme toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemeyecektir.
Tüm bunlara ek olarak ise; işçinin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığı bu sürenin ücretini işverenden talep etmesi Yargıtay kararlarınca mümkün görünmemektedir.
İşçinin süresi geçtiği halde ödenmeyen ücretini elde etmesi amacıyla giriştiği böyle bir eylemin işçinin aleyhine olarak sonuç doğurması doğru olmasa da işçinin ücretinin ödenmemesi nedeniyle sahip olduğu işçi lehine düzenlenen diğer hakları da mevcuttur.
İşveren tarafından, iş sözleşmesi belirli süreli olsun veya olmasın işçinin ücreti uygun olarak hesap edilmez yahut ödenmez ise işçi iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce, ihbar süresini dahi beklemeksizin feshedebilir.
İşçi, işverene yapacağı bir bildirim ile iş sözleşmesini bu nedene dayalı olarak feshedebileceği kanunumuzca açık olarak düzenlemiştir.
İşçinin sahip olduğu derhal fesih hakkını kullanabilmesi için sağlanması gereken bazı koşullar vardır;
İşçinin işyerinde en az bir yıllık çalışması sonucunda kıdem tazminatına da hak kazanacaktır. İşçi sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme hakkını kullandığı için ise ihbar tazminatı talebinde bulunamayacaktır.
Tüm bunlara ek olarak ise işçinin alamadığı fazla mesai ücretleri, resmi tatil ve bayram ücretleri, yıllık izin ücretlerini talep etme hakkı vardır.
İşçinin ücretinin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu hususun tek ispatı ise işçinin imzasını taşıyan ödeme belgesi veya işçinin maaş hesabına yatırılmış banka dekontudur.
Önemle belirtmek gerekir ki; maaş gününde ücretini alamayan ve kendisine bordro imzalatılmak istenen işçinin ilgili belgeyi imzalamaması gerekmektedir.
İlgili belgeyi imzaladığı takdirde işçi aleyhine mahkemede işveren tarafından delil olarak sunulabilecektir. Tüm bu hususların dikkat edilerek sürecin geçirilmesi ve belirlenen koşullara uyularak yasal hakların kullanılması büyük bir önem arz etmektedir.
İzmir’de faaliyet gösteren Algı Hukuk ve Avukatlık Bürosu İzmir iş hukuku avukatı kadrosu iş hukuku ile ilgili her türlü konuda işçi ve işveren arasında çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesi için avukatlık ve danışmanlık yapmaktadır.
(0533) 302 46 24
0538 513 88 35
Mansuroğlu Mh. Ankara Cd. No:71 Gümüş Plaza K:3 D:11 Bayraklı/İzmir