İzmir Avukatlık Bürosu, Algı Hukuk

FAALİYET ALANLARIMIZ

SON YAZILAR

Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 
Blog Makaleler 

Sağlık Hukukunda Sorumluluk

İzmir‘de faaliyet gösteren Algı Hukuk ve Avukatlık Bürosu sağlık hukuku avukatı olarak sağlık hukuku ile ilgili davalarda avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Avukatlarımız malpraktis davası avukatı olarak sağlık hukukunda sorumluluk ve malpraktis davaları konusunda edindikleri 25 yıllık deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerimize en etkili sonucu sağlamak için danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedirler.

Sağlık Hukukunda Sorumluluk Sınırları

Sağlık hukuku bakımından hekimlerin sorumluluğunda kusura dayalı sorumluluk esastır. Diğer bir anlatımla hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için uygulamasında bir kusurun bulunması gerekmektedir. Ancak komplikasyon durumunda hekim sorumlu olmayacaktır.

Basit ya da detaylı her tıbbi operasyonda zararlı bir neticenin meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Zira bir makinenin onarımı sırasında makine geçici bir süreliğine durdurulabilirken insanın fizyolojik yapısı nedeniyle böyle bir durum söz konusu olmamaktadır. Bu zarar, gerekli her türlü özen ve yükümlülük gösterilse dahi oluşabilir. Bu bakımdan tıp hukuku için “başarı garantisi” bulunmamaktadır.

Hekimin özen yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlarda “taksirinden” söz edilir. Taksir kısaca “failin öngördüğü neticeyi istememesi ya da neticeyi hiç öngörememesidir. ”Tam bu noktada fail ile kast ayrılmaktadır zira kastın “bilme ve isteme” olmak üzere iki unsuru bulunmaktadır. Taksirde ise netice istenmemektedir.

Sağlık Hukukunda Sorumluluk İstisnası

Neticenin öngörülür olmadığı durumlarda ise taksir sorumluluğu söz konusu olmaz. Zira ortada bir yükümlülük ihlali de yoktur. İşte tıp hukukunda bu durum “komplikasyon” olarak açıklanmaktadır. Komplikasyon tanım olarak kısaca “tıbben olması gereken müdahalenin varlığına rağmen ortaya çıkabilecek ve her türlü tedbire rağmen önlenemeyen sonuç, zarar” olarak belirtilebilir. Öte yandan hekim, standartlara uygun bir müdahalede bulunmasa dahi netice öngörülemezse yine hekimin sorumluluğuna gidilemeyecektir.

Öte yandan tıbbi uygulama standardının icrai ya da ihmali olarak yakalanamaması suretiyle özen yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda hekimin sorumluluğu söz konusu olacaktır ki burada da “malpraktisten” söz edilir.

Hekimin taksiri dolayısıyla hastanın yaralanmasına hatta ölmesine göre Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince hekim hakkında uygulamalarda bulunulabileceği gibi tazminat sorumluluğuna da gidilebilir.

Yukarıda açıklanan durumlarla karşılaşılması halinde vakit kaybetmeksizin uzman bir hekim-hastaneden yardım alınması önerilir. Zira neticenin etkilerinin artmaması her şeyden önemlidir. Akabinde ise hasta yukarıda açıklanan şartların varlığı durumunda ilgilinin tazminat sorumluluğuna gidebilir. Bu hususta da profesyonel bir yardım olarak bir avukattan yardım alınması önerilir.