Algı Hukuk Bürosu sağlık hukuku avukatı kadrosu tarafından müvekkillerimize sağlık hukuku ve malpraktis alanında 2008’den bugüne edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, avukatlık ve danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Tedavinin yeminli bir mesleği icra eden hekimden beklenilen ölçülere ve endüstri standartlarına uygun ve gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan sorumluluk nedeniyle hasta ile doktor ve hastane arasında sık sık uyuşmazlıklar yaşanmakta ve bu uyuşmazlıklar zaman zaman mahkemelere taşınmaktadır.
Yaşanan bu uyuşmazlıkların çözümlenmesi sürecinde hukuk büromuz gerek hasta ve gerekse hastanelere malpraktis davaları olarak adlandırılan bu süreçte hukuki destek vermektedirler.
İzmir sağlık hukuku avukatı kadromuz ayrıca tedavi kapsamında yapılan yanlışlıklar veya işlenen taksirli ve kasıtlı suçların, tazminat ve ceza hukuku kapsamında ele alınması gibi konularda gerek ceza davası ve gerekse tazminat taleplerine ilişkin olarak hukuk davalarında avukatlık hizmeti sunmaktadırlar.
İzmir sağlık hukuku avukatı ekibimiz sağlık hukuku konusunda 2008’den bugüne edindikleri tecrübe ve uzmanlık çerçevesinde, ilaç hukuku alanında, ilaç ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme imalatçısı şirketler, hastaneler ve diğer sağlık kuruluşlarına danışmanlık ve avukatlık hizmetleri verilmektedir.
Özellikle ilaç şirketlerinin ilaç ham maddelerine ve üretim, dağıtım, distribütörlük, klinik araştırmalarına ilişkin sözleşmelerinin hazırlanması, düzenlemesi konularında hukuki destek verilmektedir.
Sağlık hukuku, son yıllarda uygulaması gözle görülür şekilde artan bir dal olarak genellikle tıbbi operasyonlardan kaynaklanan olumsuzlukları incelemektedir.
Sağlık hukuku bakımından karşılaşılan davaların büyük çoğunluğu hatalı tıbbi müdahale iddiaları ile açıldığından incelenmesi gereken husus hatalı bir tıbbi müdahalenin var olup olmadığıdır.
Komplikasyon, tıbbi standarda uygun bir müdahalenin ve operasyonun varlığına rağmen oluşabilecek, bu ihtimalin tıp çevreleri tarafından kabul edildiği ve her türlü önleme rağmen önlenemez şekilde ortay çıkan zarar olarak tanımlanabilir.
Komplikasyonun varlığı açısından tıbbi standartlara uygun bir müdahalenin varlığı şarttır; hekim uygun müdahaleyi yapmıştır. Ancak ortada istenmeyen bir sonuç doğmuştur. Bu sonucun doğma ihtimali de düşük de olsa tıbbi çevrelerce kabul edilmiştir.
Komplikasyon durumunda sağlık çalışanının sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilir. Zira ortada bir kusur yoktur, sonuç istenmeden ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla hekimler için kabul edilen kusur sorumluluğunun bir görünümü olarak hekim, sonuçtan sorumlu olmayacaktır.
Malpraktis, Türk Tabipler Birliği nezdinde bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle oluşan zarar olarak tanımlanmıştır. Malpraktis durumunda ilgili hekimin sorumluluğu söz konusudur.
İzmir sağlık hukuku avukatı kadromuz hekim hatası, yanlış tedavi ve teşhis nedeniyle açılacak tazminat davalarında müvekkilleri temsil etmektedirler. Hatalı ameliyat ve operasyonlar nedeniyle hekimin sorumluluğu, sağlık hukukunda önemli bir konuyu teşkil etmektedir.
Sağlık hukuku bakımından hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için hekimin bir kusurunun bulunması gerekmektedir. Kusur yoksa sorumluluk da yoktur.
Sağlık hukukunda hekimin kusuru bulunmadığı halde meydana gelen olumsuzluklara komplikasyon adı verilmektedir. İşte ortada bir komplikasyon yoksa hekim de sorumlu olmayacaktır.
İzmir sağlık hukuku avukatı kadromuz hekim hatası, yanlış tedavi ve teşhis nedeniyle açılacak malpraktis davalarında müvekkilleri temsil etmektedirler. Hasta, haklarını ayrıntıları ile bilmeli, herhangi bir olumsuzlukla karşılaştığında hangi prensip ve sıra ile hareket edeceğinin bilincine varmalıdır.
Önleyici olarak başvuracağı bu yollara rağmen bir zararın oluşması durumunda da vakit kaybetmeksizin profesyonel bir şekilde davranmalı, usuli adımları iyi takip etmelidir. Zira bir zararın oluşması önlenemediyse de etkileri ortadan kaldırılabilir, hasta az da olsa karşılığını alabilir.
İzmir sağlık hukuku avukatı kadromuz hekim hatası, yanlış tedavi ve teşhis nedeniyle açılacak ceza davalarında müvekkilleri temsil etmektedirler. Sağlık hukukunun tazminat bakımından özelliklerine yukarıda kısaca değinilmiştir.
Ancak tazminat hukukunun dışında sağlık hukuku, ceza hukuku ile de ilişkilidir. Nitekim tıbbi müdahale sırası veya sonrasında bir suç işlenmişse, hastanın bu hususu bir suç duyurusuna konu yapması mümkün olacaktır.
Görüldüğü üzere sağlık hukuku gerek hekim gerekse de hasta bakımından birtakım yükümlülükleri gerektiren, bu yükümlülüklere uyulmadığında ya da hakların farkına varılamadığında menfaat kayıplarına sebep olabilecek bir hukuk dalı olarak profesyonel bir çalışma ve takibi gerektirmektedir.
Hekim hatası, malpraktis nedeniyle oluşan zararlar açısından zarara uğrayanın hem hukuki hem de cezai bakımdan haklarını arayabilecektir. Bu makalede hatalı tıbbi uygulama nedeniyle hekimin cezai sorumluluğu anlatılacaktır.
Ceza hukuku bakımından ilgilinin rızası varsa ortada bir hukuka uygunluk nedeni söz konusudur ve dolayısıyla suç oluşmayacaktır. Ancak ilgilinin rızası sağlık hukuku bakımından nasıl mevcut sayılacaktır? Sağlık hukuku bakımından ilgilinin rızasının bulunduğunun kabulü için daha önce de açıklandığı üzere;
Bu hususların bulunmaması halinde ortada bir rıza olmayacaktır ve bir zarar varsa hekim açısından kasten öldürme, kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama taksirle öldürme, taksirle yaralama suçları oluşabilecektir.
Malpraktis durumunda tedavi eğer kamudaki bir hekim müdahalesi ile uygulanmışsa davada idare hukuku kuralları uygulanacak, idare mahkemesinde dava açılacaktır. Kamuda değil de özelde bir müdahale söz konusu ise açılacak maddi manevi tazminat davasının adli yargıda görülmesi, davanın tüketici mahkemelerinde açılması gerekmektedir.
Malpraktis davalarında davacı, yanlış müdahale nedeniyle zarar gören kişidir. Davalı ise, tedavinin kamuda mı özelde mi gerçekleştirildiğine göre değişiklik arz etmektedir.
Özen yükümlülüğüne aykırı davranan hekim kamuda ise dava idareye karşı açılacak, idare de hekime kusuru oranında rücu edecektir. Tedavi özelde uygulanmışsa davalı tedaviyi uygulayan hekimdir. Hasta, aynı zamanda hastaneye karşı da davasını yöneltebilir.
İzmir’de faaliyet gösteren Algı Hukuk Bürosu sağlık hukuku avukatı kadrosu tarafından müvekkillerimize sağlık hukuku ve malpraktis alanında sağlık personelinin tıbbi hatalarından doğacak sorumluluk hususlarında avukatlık ve danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
Mansuroğlu Mh. Ankara Cd. No:71 Gümüş Plaza K:3 D:11 Bayraklı/İzmir